İYOT YETERSİZLİĞİNE DİKKAT!
İyot yetersizliği ve eksikliği tüm dünyada “önlenebilir zeka geriliğinin” en sık nedenlerinden biridir. Ülkemizde de besinler ve içme suyuyla yeterli iyot alınamamaktadır. İyot yetersizliğine bağlı hastalıkları önlemek için gebelik öncesi ve gebelik süresince anne adaylarının iyot açığı karşılanmalıdır. Ayrıca yenidoğan döneminde erken tarama yapılmalı, çocuk ve adelosanlarda ise dengeli ve sağlıklı beslenmeye dikkat edilmelidir. Bu amaçla Sağlık Bakanlığı ve UNICEF iş birliği ile 1994’ten bu yana “İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi ve Tuzun İyotlanması Programı” yürütülmektedir. Bu program dahilinde eğitimler ve bilgilendirmeler yapılarak halkın bilinçlenmesi sağlanmaktadır. Toplum bilincini arttırmak ve konuyu gündeme getirmek amacı ile 1-7 Haziran tarihleri arası ''İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi Haftası'' olarak belirlenmiştir. İyot eksikliğinin düzeltilmesinde en önemli adımlardan biri de sofra tuzlarının iyotlanmasının zorunlu hale getirilmesidir. Böylece 1994 yılında iyotlu tuz kullanan aile oranı %18 iken, 2008’de %80’lere ulaşmıştır.
İYOT EKSİKLİĞİ KİMLERDE, NEDEN ÖNEMLİDİR?
Özellikle hamileler, fetüs, yenidoğan ve süt çocukları iyot eksikliğinden daha fazla etkilenmektedir. İnsanda beyin gelişimi anne karnında başlar ve ilk 2-3 yaş en hassas dönemdir. İyot eksikliği bölgelerinde yenidoğan tarama testlerinde TSH düzeyleri yüksek bulunmaktadır. Küçük ve okul çağı çocuklarda; ders başarısında düşme, hafızada ve konsantrasyonda bozulma, dikkat eksikliği, depresyon, boy kısalığı, kabızlık, kilo artışı, dirençli demir eksikliği anemisi, saç dökülmesi, tırnaklarda kolay kırılma gibi birbirinden farklı bulgulara yol açabilir. Daha büyük çocuk ve adölesanlarda guatr, hipotiroidi, nükleer radyasyona duyarlılık oluşturabilir. Doğurganlık çağındaki kızlarda infertilite (kısırlık) yapabilir. Yine bazı çalışmalarda meme kanserine yol açtığı gösterilmiştir. Gebelerde ise ölü doğum, düşük, doğumsal anomalili bebek gibi riskleri arttırır.
‘’Önlenebilir zeka geriliği’’ nedeni olarak bilinen iyot eksikliğinin yapılan çalışmalarda IQ’da 12-13 puan azalmaya neden olduğu saptanmıştır.
EN FAZLA İYOT İÇEREN BESİNLER
İyot açısından en zengin besinler kabuklu deniz ürünleri, tuzlu su balıkları, ton balığı, sebzeler (ıspanak, kuru fasülye, şalgam, pazı, kabak, sarımsak), süt-süt ürünleri ve peynir olarak sıralanabilir. Meyvelerden çilek ve şeftali de iyot açısından zengin besinlerdendir. Günlük iyot ihtiyacının yaklaşık yarısı bir kase yoğurt, yüzde 40’ı bir bardak süt, yüzde 20'si ise bir yumurtadan alınabilmektedir.
1 gr sofra tuzu 77 mg iyot içermektedir. Yaşlara göre hesaplanarak günlük ihtiyaç belirlenmelidir. İlk 5 yaşta günlük 90 mg iyot ihtiyacı mevcutken, genç erişkinlerde günlük 150 mg, gebelerde ise alınması gereken iyot miktarı 200 mg’dır.
İYOTLU TUZUN SAKLANMA VE TÜKETİLME KOŞULLARI
Alınan tuzun iyotlu olduğundan emin olunmalı, rafine olmayan, içeriği bilinmeyen, kaya tuzu, Himalaya tuzu olduğu söylenen tuzlar tercih edilmemelidir. Sorunun önlenmesi için sadece tuzların iyotlanması ve iyotlu tuzun kullanılıyor olması yetmemektedir. İyot, ısıdan ve ışıktan etkilendiği için iyotlu tuzun nemli olmayan ortamda, kapalı kutularda ve karanlıkta saklanması ve yemeğe uygun zamanda ilave edilmesi de önem taşımaktadır. İyotlu tuz yemekler piştikten sonra konulmalı, pişirme esnasında kullanılırsa bozulmaktadır.
Şunu da unutmamak gerekir ki iyot eksikliği kadar fazlalığı da tehlike yaratabilir. Fazla iyot tiroid hormon biyosentezini bozarak çeşitli klinik tablolara yol açabilir. Özellikle guatrojen gıdalar (lahana, brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, turp, şalgam, soya ürünleri, hardal, şeftali, çilek) abartılı tüketilmemelidir.
Dr. Şeyma AKKUŞ
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı